ultrAslan

ultrAslan

 
 
ultrAslan

UA.jpg

Kuruluş 2001
Kurucular Türkiye Alpaslan Dikmen
Slogan " Galatasaray Türkiye'dir.
Kısaltma uA
Websitesi ultraslan.com
Fotoğraf Galerisi
ultrAslan Özhan Canaydın'ı Kutluyor
Alpaslan Dikmen'in vefatı ardından Kale Arkası Tribün'de açılmış bir pankart.
Galatasaray Türkiye'dir.jpg
Galatasaray'ın sloganlarından biri haline gelen "Galatasaray Türkiye'dir" pankartı.
Ultraslansamsunspor.jpg
Galatasaray'ın taraftar grubu Ultraslan'ın neredeyse her maçtan önce açtığı pankart.

ultrAslan, 2001 yılında Galatasaray taraftarlarının meydana getirdiği, kurucusu Alpaslan Dikmen olan bir oluşumdur. Oluşum kulüpten tamamen bağımsızdır. Organizasyonlarını ve koreografilerini kendisi gerçekleştirir. Grup ilk gösterisini "Only You" koreografisi ile 14 Şubat 2001 Sevgililer gününde, Ali Sami Yen Stadyumu'nda, Galatasaray-Deportivo La Coruña maçında yapmıştır. Grubun Türkiye'de her il ve ilçede temsilciliği bulunmaktadır[1], ayrıca yurtdışında da temsilcilikleri vardır[2].

Ülkede yaptığı koreografi çalışmalarıyla sık sık gündeme gelen grup, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda Türkiye-İsviçre maçında yaptıkları koreografiyle milli statüde yapılan ilk koreografiye imza atmıştır. Ali Sami Yen Stadı'nı Cehennem, kendilerini de Cehennem Bekçileri olarak tanımlarlar. Süper Lig'in 2009-10 sezonu itibariyle tüm alt gruplarıyla beraber Alpaslan Dikmen (Eski Açık) tribününe taşınmışlarsa da Ali Sami Yen Stadı'ndaki son sezon olacak 2010-11 sezonunda tekrar kapalı tribüne taşınmışlar[3] ve Ali Sami Yen Stadı'na veda edilene dek takımlarını bu tribünden desteklemişlerdir.

Konu başlıkları

 [gizle

İsim [değiştir]

ultrAslan ismi, Avrupa'da birçok takımın tribünlerine konuşlanmış Ultras ve Galatasaray'ın sembolü aslan kelimelerinin birleşmesinden gelmektedir. Ultras ve Aslan adlarının baş harfleri alınıp, küçük u büyük A; uA şeklinde yazılmasıyla kısaltılır.[kaynak belirtilmeli]

Başarılar [değiştir]

Dünyanın En Uzun Pankartı Rekoru [değiştir]

Aslantepe Türk Telekom Arena'da, 6 Şubat 2011, Pazar günü Eskişehirspor ile yapılan maçta 315 metrelik bir pankart açarak "Dünyanın En Uzun Pankartı" rekorunu kırmışlardır.[4] Pankarttaki yazı şöyledir:

106 senelik muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları... Müzesinde rakiplerinin iki katı kupası olan, Türk sporunda ilk ve teklerin takımı. Varolduğundan beri türk olmayan takımları en çok yenen Türk takımı. Ülkesinin medarı iftiharı, UEFA ve Süper Kupa sahibi. Dünyanın en büyük taraftarı oluşumu ultrAslan’ın gururu. 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği. Anlı şanlı, şerefli Galatasaray. En kötü gün bugünse bugun daha yuksek sesle; Galatasaray.
 

Guiness Ses Rekoru [değiştir]

Bir spor stadyumunda tezahürat ile ulaşılan en yüksek ses rekorunu 18 Mart 2011 tarihinde Galatasaray - Fenerbahçe maçında 131,76 desibel ile kırmışlardır. Guinness World Records tarafından Türkiye'ye gönderilen hakem heyeti, Ali Sami Yen Spor Kompleksi'ndeki derbide resmi ölçümle bunu teyit etmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Manifesto [değiştir]

  • Tüm lig maçları, tüm sezon boyunca aynı gün ve aynı zamanda oynanmalıdır.
  • Tüketimin yaygınlaştırılması amacıyla yayıncı TV kuruluşlarının öngördüğü sistem değiştirilmeli ve eski günlerde olduğu gibi futbolun zevki ve heyecanı, sıradanlaştırılmadan en üst düzeyde keyifle yaşanmalıdır.
  • Türkiye Kupası kuralarına ilk kademeden itibaren tüm takımlar katılmalıdır. Böylece, büyük takımlarla küçük takımlar eşleşebilecek ve futbol sevgisi, zevki ve heyecanı Türkiye'nin her yerine taşınabilecektir.
  • Futbol takımı formalarının birer araba markası gibi reklamlaştırılması engellenmelidir. Her takımın kendi klasik forması korunmalı, her sezon abartılı "tasarım" gariplikleriyle semboller zedelenmemelidir.
  • Takım formalarında, futbolcu isimlerinin yazılması uygulamasına son verilmelidir. Futbolu güzelleştiren en önemli unsur, bir takım oyunu olmasındadır. Taraftar açısından önemli olan, takımının formasının sahaya çıkmasıdır. İsimsiz forma, günümüz futbol endüstrisinin dayattığı ve pohpohladığı yıldız futbolcuların takımlarının önüne geçmelerine karşı duruşun sembolik anlatımıdır.
  • Aynı şehrin takımları arasındaki maçlarda, ev sahibi takımlar, misafir takım seyircilerine tribünlerinin yarısını, hiç olmazsa tek bir kale arkası tribününü tahsis etmelidir. Stadyumlarda ve İstanbul derbilerinde, yıllarca varolan ve oynanan futbolun heyecanını, zevkini artıran bu uygulamaya geri dönülmelidir.
  • Bilet fiyatları, Türkiye koşulları göz önüne alınarak saptanmalı, Açık tribün biletleri her zaman ucuz tutulmalıdır. Futbolun sadece varlıklı insanların seyredebileceği bir etkinliğe doğru sürükleyen pahalı bilet uygulamalarına son verilmeli ve bu sporun halkın tek eğlencesi olduğu unutulmamalıdır.
  • Stad giriş kapıları artırılmalıdır. Taraftarlara bir koyun sürüsü muamelesi yapılırcasına çok az sayıda kapıdan giriş ve çıkış yapılması engellenmeli, stad mimarileri buna uygun olarak hemen değiştirilmelidir.
  • Stad içinde emniyet görevlisi olmamalıdır. Emniyet güçleri, görevlerini yaparken, taraftarların coşkusunu ve desteğini engellememelidir.
  • Kombine bilet uygulaması'nda taraftarların talepleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Farklı taraftar özellikleri dikkate alınmalı, taraftar gruplarıyla işbirliği yapılarak, farklı özelliklerin bir arada aynı tribünde yer alması engellenmelidir. Kombine Bilet ücretleri fahiş fiyatlarda tutulmamalı, mutlaka taksitlendirilmelidir.
  • Kulüplerin bünyesinde "Taraftarlarla İlişkilerden ve Koordinasyondan sorumlu" bir yöneticinin idaresinde bir bölüm oluşturulmalıdır. Özellikle Tribün organizasyonlarının düzenlenmesi konusunda, stadyum içi dahil olmak üzere Taraftar Grupları ve Kulüp arasında resmi ve düzenli bir ilişki ağı oluşturulmalıdır.[5]

Marka [değiştir]

ultrAslan grubu henüz kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen tanınırlık ve marka değeri açısından önemli mesafeler kaydetmiştir. Özellikle son yıllardaki ultrAslan markalı ürünlerin satışında gerek Türkiye'de, gerekse de dünyanın diğer ülkelerinde önemli ölçüde artış gözlemlenmiştir.[kaynak belirtilmeli]

Alt gruplar [değiştir]

ultrAslan grubu çatısı altında Best, Avrupa, Uni, BH (Boys of Hell), Tayfa, Hell, UğrunA, Esenler, Kartal, Çağlayan, Güngören adlı alt gruplar bulunur.

Bu gruplar dışında 1968 yılında Doğu Üst tribünde kurulan ve Türkiye'deki ultras felsefenin öncüsü bağımsız Sanayi grubu ile yine aynı yıl Batı Üst tribünde kurulan bağımsız Parseller grubu daha sonraları Curva Nord Commando Ultra ismiyle Pegasus tribününde yer almış, 2001 yılında ultrAslan adı altına girerek Parsanayi adındaki Galatasaray tribünlerinin en etkili taraftar grubunu oluşturmuşlardır.[6]

Sosyal faaliyetler [değiştir]

ultrAslan grubu faaliyetlerini tribün ile sınırlı tutmayan, sosyal bir gruptur. Tribün organizasyonları dışında; kan bağışı, ilik bağışı, çeşitli sosyal ziyaretlerin yanı sıra; okul yaptırma ve okullara eşya alımı, kitap yardımı gibi kampanyalara aktif olarak katılmaktadır.

Metin Oktay İlköğretim Okulu [değiştir]

ultrAslan, Metin Oktay İlköğretim Okulu için 2005 yılında harekete geçmiştir. Öğrencilere temel yardım malzemeleri gönderilmiş, okulun dış cephesini boyatmış, ön cepheye bir Metin Oktay posteri asmıştır. Anaokuluna spor malzemeleri yardımı yapmıştır. Okul futbol takımına maaşını ultrAslan'ın ödediği bir antrenör bulmuş ve şort, tozluk ve forma gibi ihtiyaçlarını karşılamıştır.

Metin Oktay İlköğretim Okulu'nun haricinde, Samsun ve İstanbul'da da birkaç okula yardım yapan ultrAslan, cezaevlerine kütüphane kurulması için de çaba sarfetmektedir.

Murat Elsaleh Fotoğraf Yarışması [değiştir]

ultrAslan-UNI’nin kurucularından olan Murat Elsaleh, uzun süre ultrAslan ve ultrAslan-UNI için fotoğraflar çeken ve internet üzerindeki fotoğraf arşivi oluşumunun başlamasında başrol oynamış, 6 Nisan 2004 tarihinde vefat etmiş bir tribün emekçisidir.

ultrAslan, onun adını yaşatmak için 2007 yılında Murat Elsaleh Fotoğraf Yarışması'nı başlatmıştır. Yarışma gelenekselleşmiştir ve her yıl düzenli olarak yapılmaktadır.


 
SAAT
 
Muslera
 
Kulüp kariyeri [değiştir]

2004 yılına kadar Uruguay’ın Montevideo Wanderers takımının altyapısında forma giyen genç kaleci, daha sonra aynı takımda profesyonel oldu. İki yıl boyunca A Takım'da görev yaptıktan sonra kiralık olarak ülkesinin en iddialı takımı Nacional'de forma giymeye başladı. Burada geçirdiği kısa sürede dikkat çekerek Arsenal, Juventus, Lazio ve Benfica gibi kulüplerin gündemine giren Muslera'nın yolu İtalya'nın Lazio takımıyla kesişti.

İtalyan ekibinin Arjantinli Juan Pablo Carrizo'nun transferini bir yıl ertelemek zorunda kalmasının da etkisiyle 2007 yazında 3 milyon € karşılığında Lazio'lu olan kalecinin, efsane Angelo Peruzzi'nin futbolu bırakması, takımın bir diğer kalecisi Marco Ballotta'nın da 43 yaşında olması nedeniyle birinci kaleci olması bekleniyordu. Nitekim Serie A'da üçüncü haftayla birlikte formayı sırtına geçirdi. Ancak yedinci haftada oynanan Milan maçında yediği beş golün dördünde yaptığı hatalar, genç eldivenin hayallerini ileriki bir tarihe ertelemesine neden oldu. O sezon ligde yalnızca 32, 33, 36 ve 38. haftalarda görev alabilen Muslera, üç kez de İtalya Kupası'nda kaleye geçti.

2008-09 sezonu da Muslera için pek iyi başlamadı. Genç kaleci, kulübün nihayet kadrosuna kattığı Arjantinli eldiven Carrizo'nun arkasında ikinci tercihti. Ligde ilk 20 hafta boyunca bir kez olsun forma giyemedi Muslera, kupada ise ancak bir maçta sahaya çıkabildi. Buna karşın Carrizo'nun performansı da pek iyi görünmüyordu. Yılın ikinci yarısıyla birlikte teknik direktör Delio Rossi'yle de sorunlar yaşayan Arjantinli, yerini Muslera'ya kaptırdı. Uruguaylı ise ilk maçında yediği üç gole engel olamasa da Sampdoria'lı Bellucci'nin ayağından çıkan penaltı vuruşunu kurtararak teknik direktörüne kendisini seçmesi için bir neden verdi. Ligde son üç haftaya kadar takımının kalesini koruyan Muslera, İtalya Kupası'nda da kalan tüm maçlarda oynadı ve penaltılara kalan finalde Cassano ve Campagnaro'nun vuruşlarında gole geçit vermeyerek kariyerinin ilk efsane maçını repertuvarına ekledi.

Bu performans, Lazio'yu 2009-10 sezonu öncesinde takımdan ayrılan Carrizo'nun yerini doldurmak için yaptığı arayışları "ikinci kaleci" yönünde yapmaya itti. Genç Uruguaylı, takımının artık birinci kalecisiydi. Ligde 36 maçta forma giyen Muslera, 42 kez topu koruduğu filelerde gördü, iki kez maçın oyuncusu seçilirken 7 maçta ise kalesini gole kapattı. İtalya Kupası’nda da iki maçta forma giyen yetenekli kaleci, Inter'le oynanan ve takımının 2-1 kazandığı İtalya Süper Kupası maçının da "En İyi Oyuncu"su seçildi. Muslera, UEFA Avrupa Ligi'nde de dört maça çıkarken ilk kez bir önceki sezon giydiği milli formayı bu sezonda tam 11 kez giydi.

Fernando Muslera, 2010-11 sezonunda ise Serie A'da 36 maçta Lazio'nun kalesini korudu. Bu maçlarda kalesinde 39 gol gören başarılı eldiven, 13 maçta kalesinde gole izin vermemişti. Kariyerinde bir İtalya Kupası, bir İtalya Süper Kupası, bir Copa America şampiyonluğu ve bir de Dünya Kupası dördüncülüğü bulunan 24 yaşındaki Muslera, 2011-12 sezonu öncesi 6.750.000 Euro bonservis bedeli ile Galatasaray'a transfer oldu.[2]

Muslera, IFFHS tarafından 2010 yılının dünyada en iyi 7. kalecisi olarak gösterilmiştir.[3]

Muslera, Galatasaray'ın K.D.Ç. Karabükspor maçında rakibine yaptığı hareket sonrası kırmızı kart görmüş ve takımını 10 kişi bırakmıştır. Muslera, Galatasaray'daki ilk penaltı kurtarışını Süper Lig'in 2011-12 sezonunun 10. haftasında oynanan Mersin İdman Yurdu maçının 45. dakikasında yapmıştır. Muslera Galatasaray forması ilk derbi maçına 20 Kasım 2011'de Beşiktaş karşısında çıkmış ve çok fazla kurtarış yapmıştır. Taraftarlar tarafından maçın adamı seçilmiştir.
Mian baroş
 
Galatasaray [değiştir]

2008-09 sezonu öncesinde 5,5 Milyon Euro bonservis bedeli ile Galatasaray Spor Kulübü ile anlaşma sağlamıştır. Galatasaray Spor Kulübü'nün resmi sitesinden 26 Ağustos 2008 Saat 01:52 gibi yayınlanan haberde Baroš'un 3 Yıllık sözleşme imzaladığı belirtilmiştir. Turkcell Süper Lig'de ilk golünü Kocaelispor'a karşı atmıştır.4 Turkcell Süper Lig maçında 4, 2 UEFA Kupası maçında 3 gol atmıştır.Galatasaray' daki ilk golünüde AC Bellinzona takımına UEFA Kupası 1. tur maçında atmıştır.[1]

Süper Lig'de 2008-09 sezonunda 20 gol ile gol kralı olmuştur. 2008/2009 sezonunda UEFA Avrupa Ligi ve Türkiye Kupası maçları ile toplamda 28 gole ulaştı. Galatasaray'ın 2009-2010 sezonun ilk resmi golünü kaydetti.Avrupa'daki ilk golünü UEFA Avrupa Ligi 2.tur ilk maçında Kazakistan ligi takımlarından Tobol'a attı. 2009-10 sezonu ilk 9 haftasında 5 gol kaydettikten sonra 10. haftada oynanan Fenerbahçe maçında sakatlandı ve ligin 2. devresinde Ankaragücü karşısında sonradan oyuna girerek sahalara dönmüştür. Ankaragücü karşısında 74.dakikada oyuna girerek 90+3'te golünü kaydetmiştir. Galatasaray taraftarları bu olayı "Return Of The King"(Kralın Dönüşü) olarak adlandırmıştır.
C.Ronaldo
 
Ailesi ve Çocukluğu [değiştir]

Cristiano Ronaldo 5 Şubat 1985'te Funchal, Madeira'da doğmuştur. Maria Dolores dos Santos Aveiro ve José Dinis Aveiro'nun son çocuklarıdır. İkinci ismi olan Ronaldo'yu babası Ronald Reagan hayranı olduğu için koydu.[2] Hugo adında bir abisi, Elma ve Liliana Cátia adlarında iki ablası vardır.[3]
Kariyeri [değiştir]
Kulüp Kariyeri [değiştir]

Profesyonel olmadan önce Andorinha, CD Nacional ve son olarak Sporting Lizbon genç takımında oynayan Ronaldo, 17 yaş altı Portekiz milli takımında da dikkat çekmişti. Profesyonel kariyeri yine Sporting Lizbon'da başlayan genç oyuncu, 2003 yılından 2009 yılına kadar Manchester United'de oynadı. 2008-2009 sezonun sonunda Real Madrid kulübüne transfer oldu.[4]
Andorinha [değiştir]

Ronaldo'nun çocukluğunda tuttuğu takım Benfica'ydı. 8 yaşındayken, babasının malzemeci olarak çalıştığı amatör takım olan Andorinha kulübünde oynuyordu.Daha sonra Ronaldo 1995 yılında C.D. Nacional kulübüyle anlaştı ve bir unvan yarışmasında başarılı olduktan sonra 3 günlük denemeliğine Sporting Lizbon'a gitti. Sporting kulübü kendisini transfer ücretini açıklamadığı bir anlaşmayla renklerine kattı.[5]
Lionel Messi
 
Lionel Andrés "Leo" Messi[3] (İspanyolca söyleyişi: [ljoˈnel anˈdɾes ˈmesi]; 24 Haziran 1987, Rosario), Arjantinli futbolcu. Barcelona'da forma giyen oyuncu forvet ile ofansif orta saha bölgelerinde görev almaktadır. Aktif futbolcular arasında en iyi futbolculardan biri olarak kabul edilmektedir.[4][5][6] Henüz 21 yaşındayken, Ballon d'Or ve FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu ödüllerini almıştır.[7][8][9][10][11] Yeteneği ve oyun tarzı sıkça benzetilen ve kıyaslanan Arjantinli eski futbolcu Diego Maradona, Messi'yi "halef"i olarak lanse etmektedir.[12][13]

Messi, futbola 8 yaşında Rosario şehrinin takımı olan Newell's Old Boys'da başladı. 2000 yılında ailesi, Messi'nin büyüme hormon eksiklilk tedavisi görmesi ve futbola Barcelona'da devam etmesi için İspanya'nın Barselona şehrine taşındı. Barcelona formasını ilk kez 2004-05 sezonunda giyen Messi, La Liga'da gol atan en genç futbolcu unvanının sahibi oldu. 2005-06 sezonunda La Liga ve UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı. 2006-07 sezonunda ise El Clásico derbisinde hat-trick yaptı ve 26 lig maçında 14 gol atarak verimli bir performans sergiledi. Messi, 2008-09 sezonunda kariyerindeki en iyi sezonunu yaşadı. Sezon boyunca 38 gol attı ve altı kupa birden kazandı. 2009-10 sezonunda bütün turnuvalarda 47 gol atarak Ronaldo'nun rekorunu egale etti. 2010-11 sezonunda ise bu rekoru 53 golle kırdı.

Messi, kariyeri boyunca beş La Liga şampiyonluğu, üç UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşadı ve iki final maçında gol atmayı başardı. Final maçında attığı gollerin tümü Manchester United'a karşıydı. 2010-11 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde 12 gol atarak Gerd Müller ve Jean-Pierre Papin'in ardından üst üste 3 kez gol kralı olan üçüncü futbolcu oldu.[14]

Messi, 2005 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nda final maçı da dahil olmak üzere 6 golle gol kralı oldu. Kısa bir süre sonra Arjantin Millî Futbol Takımı'nda forma giymeye başladı. Arjantin formasıyla 2006 FIFA Dünya Kupası'na katıldı ve 2007 yılında Copa América'da ikincilik yaşadı. Ardından 2008 Yaz Olimpiyatları'nda Arjantin Olimpiyat Takımı'yla altın madalya kazandı. Arjantin 2010 FIFA Dünya Kupası'nda çeyrek finalde elenirken Messi turnuvayı 3 asistle tamamladı. Ülkesinin ev sahipliği yaptığı 2011 Copa América'da da mücadele etse de Arjantin, çeyrek finalde turnuvaya veda etti.
 
Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol